8 Ağustos 2016 Pazartesi

Phaselis Antik Kenti

Kent Beydağları Milli Parkı içerisinde ve en güzel antik kentlerden biridir. Çam ormanının içerisinde harika üç koya ve cam gibi suya sahiptir.

C koyu yani en solda kalan koy tamamen kum ve deniz derinliği 30-40 metre, suyun temiz ve ılıktır. A Koyu yani en ufak olan koyun suyu da yine cam gibi, sahil kısmı ufak taşlı içi ise yer yer biraz daha iri yer yer kum. Sola doğru içerisinde büyük kayalar var ve yüzeye yakın.
C Limanı veya C Koyu Görünüm 1

C Limanı veya C Koyu Görünüm 2
Kent tamamen ormanın içerisinde yer alıyor ve piknik/mangal yasak. Sigaralara dikkat ve görürseniz mercek etkisi gösteren cam parçalarını da çöpe atmanız önemli. Ufak bir büfe mevcut. Aynı şekilde temiz wc, giysi kabini ve duş imkanı da mevcut.
Kemeri geçtikten sonra kahverengi Phaselis tabelasını görüp sola dönüp ormanın içinde yaklaşık 2 km kat ediyorsunuz.
 

 
Yol boyunca tarihi eserler görünmeye başlıyor. Göründüğü kadarı ile şehir geniş bir alana yayılmış.
 

 
Aracınızı ağaçların altında otopark olarak kullanılan alana bırakabiliyorsunuz. Bu da denize girmek için nereyi tercih ediyorsanız oraya yakın park etme imkanı veriyor.
 
 

 TARİHÇE
(Girişteki ziyaretçi bilgilendirme panosuna göre alıntı)
 
Phaselis Kent Planı


 

 Kentin Akdeniz' e uzanan küçük bir yarımada üzerinde M.Ö. 7. yüzyılda Rodoslu kolonistlerce kurulduğu söylenir. Kuruluş efsanesinde, Phaselis' e ulaşan kolonistlerin karşılaştıkları yerli çobana "yarımadayı beğendikleri, yerleşim bedeli olarak da arpa ekmeği mi yoksa kurutulmuş balık mı?" istediği sorulur. Çobanın kurutulmuş balığı tercih etmesiyle yerleşimin gerçekleştiği anlatılır.
Coğrafi konumu Akdeniz Bölgesi' nin önemli bir liman kenti olduğunu gösterir. Biri yarımadanın kuzeyinde (A), diğeri kuzeydoğuda (B) üçüncüsü ise güneybatı kıyısında (C) yer alan üç limana sahiptir.
A Limanı


Ağaç ve Kayanın Arkasında B Limanı

Ağaçların Olduğu Yarımadada Bulunan C Limanı
Romalı coğrafyacı Strabon (İ.Ö. 64 - İ.S. 24) orta limanın (A Limanı) hemen gerisinde küçük bir gölün yer aldığından  söz eder -ki bu alan (R) bugün sazlık durumdadır-. Limanları, agoraları ve şehir sikkeleri üzerindeki antik gemi betimlemeleri Phaselis' in Mısır, Suriye ve Yunanistan arasındaki su yolu trafiğinde önemli bir ticari liman kimliğine sahip olduğunu vurgular. Şehir özellikle gerisindeki ormanlarla kaplı Toros Dağları' nın kerestesini Akdeniz limanlarına sevk etmek amacıyla kurulmuş olmalıydı.
Ana Hatları ile bölgenin tarihi kaderini paylaşan Phaselis bazen Likya bazen de Pamfilya Bölgesi şehri olarak gösterilir. Gerçekte iki bölgenin sınırında yer almaktadır. Şehirde sırasıyla İ.Ö. 5. yüzyılda Pers, İ.Ö. 4. yüzyılda Karya Satrabı ( Bodrum-Halikarnas Bölgesi) Mausolos ve nihayet komşu şehir Limyra' nın (Finike-Yuvalıköy) Kralı Perikles' in egemenlikleri görülür. İ.Ö. 333 yılında Büyük İskender' i altın taç ile karşılamaları şehir tarihinin en renkli sayfalarından biridir. İskender' in kışın bir kısmını geçirdiği Phaselis' in bu dönemde zambak yağı ve gülleri ile ünlü olduğu anlatılır.
Büyük İskender' den sonra birçok kez el değiştiren Phaselis İ.Ö. 167 yılında Likya Birliği' ne üye olup birlik tipi sikkeler basar. Bir süre komşu kent Olympos ile korsanların talanlarına uğramasının ardından İ.Ö. 43 yılında Roma egemenliğine girer ki bu dönem şehirde yeniden yapılanma ve en az 300 yıl sürecek refahın başlangıcıdır. Şehir 129 yılında İmparator Hadrian tarafından ziyaret edilir. Güney limandan başlayan ana cadde girişindeki tek kemerli anıtsal tak (H) bu ziyaretin anısına dikilmiştir. Tarihçiler bu zengin dönemde şehrin Rodoslu gemicilerin getirmiş olabileceği sıtma salgını, zaman zaman da yaban arısı baskını nedeniyle sıkıntılı günler yaşadığından bahsederler. 5. ve 6. yüzyıllarda Bizans Egemenliğindeki dönemdir. Phaselis 451 yılındaki Kadıköy Konsülü' ne katılan şehirler listesinde yer alır. 7. yüzyıldaki korsan akınlarından sonra 8. yüzyılda yeni bir refah dönemi başlar. Son devir sur kalıntıları ve yapıları bu dönemin inşaat faaliyetlerindendir (T).
Phaselis 1158 yılındaki Selçuklu kuşatmasından sonra gerek depremler gerekse Antalya ve Alanya limanlarının işlevlerinin artması ile önem kaybedip, 13. yüzyıl başlarında tamamen terk edilmiştir. Günümüze genellikle Roma ve Bizans dönemi kalıntıları ulaşmıştır ki bunlar şehrin ana aksını oluşturan ve kuzey-güney limanlarını birleştiren ana caddenin (G) her iki yanında sıralanır.
 
G: Ana Cadde Görünüm 1

G: Ana Cadde Görünüm 2

G: Ana Cadde Görünüm 3
Ana cadde agora ile tiyatro arasında genişleyerek küçük bir meydan oluşturur. Meydanın güneydoğu köşesindeki basamaklar tiyatro (J) ve akropolis' e ulaşımı sağlar.Phaselis tiyatrosu akropolisin yamacına inşa edilmiş küçük boyutlu tipik bir Helenistik Devir (İ.Ö. 3. yy) tiyatrosudur. Yapıların çoğu bölgenin doğal taşı olan Konglamera bloklarından inşa edilmiş olup sahne binasının Roma Dönemi' nde eklendiği, bir kısmının ise Geç Bizans devrinde şehri koruyan yeni surların bir parçası olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır.
 
J: Tiyatro Görünüm 1

J: Tiyatro Görünüm 2
Ören yerinin girişinden sonraki virajın sağında şehrin en eski surlarıyla (İ.Ö. 3 yy), tapınak veya anıtsal bir mezara ait olabilecek temel kalıntılarına rastlanır (O). Kuzey limanının arkasındaki yamaç ise şehrin mezarlık alanıdır (S). Günümüzdeki en anıtsal kalıntılar ise ana otoparkın önündeki su kemerleri (I) olup, önceleri ana kayaya oyulmuş armut şeklindeki sarnıçlardan karşılanan şehrin su ihtiyacı, Roma Dönemi' nde bu kemerlerle kuzeydeki tepede yer alan kaynaktan (M) karşılanmıştır. Biri tiyatro karşısında (D),  diğer ikisi güney limana giden ana caddenin sağında (E ve F) olmak üzere şehrin üç agorası bulunmaktadır. Tiyatronun karşısındaki agoranın içinde bugün Bizans Dönemi' ne ait küçük bir bazilikanın kalıntıları yer alır. Şehrin diğer önemli kalıntısı ise yine şehir meydanında biri küçük diğeri büyük iki hamam kalıntısıdır (N). Özellikle küçük hamam mevcut kalıntıları ile Roma Hamamının ısıtma sistemini mükemmel açıklamaktadır. Tarihçiler şehrin baş tanrıçasının savaşın ve bilgeliğin tanrıçası Athena olduğunu, mitolojide sıkça anılan Akhilleus' un (Aşil) mızrağının tanrıçanın tapınağında korunduğunu yazarlar. Henüz yeri bulunmamış olan tapınak ve diğer önemli, yapıların bugün ormanla kaplı akropol tepesinde yer aldıkları düşünülmektedir.
 
I: Su Kemeri Görünüm 1

I: Su Kemeri Görünüm 2
I: Su Kemeri Görünüm 3


N: Hamam Komplexi Görünüm 1
 
N: Hamam Komplexi Görünüm 2


N: Büyük Hamam Giriş Kısmı Görünümü

N: Büyük Hamam İç Mekan Görünümü


N: Büyük Hamam İçerden Dışarıya Bakış


N: Küçük Hamam Dışardan Görünüm
Ticaret hayatında Akdeniz' de açgözlülükleri ile ün yapmış olan Phaselis' lilerin hanımlarının yaptıkları özel saç biçimine "Sisoe" adı verilmekteydi -ki Mısır tanrıçası İSİS' in şekline benzediği söylenmektedir.-
Şehirde yetişmiş ünlü simalar arasında Filozof Toedektes ilk söz edilen kişidir. Rodiapolis' li (Kumluca-Hacıveliler Köyü) ünlü zengin Opramoas' ın da depremlerden sonra şehrin yeniden imarını sağlayan bağışlarıyla adından çokça söz edilir.
Phaselis gerek plaj ve piknik alanı ve gerekse tarihi dokusuyla bölgenin en ilgi çeken yerlerinden biridir. Mevcut kalıntıları Prof. Dr. C. Bayburtluoğlu başkanlığında Ankara Üniversitesi Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi ve Antalya Müzesi işbirliğiyle 1981-84 yıllarında yapılan kazılarda gün ışığına çıkarılmıştır.
 
Phaselis Yerleşim Planı

 
Phaselis Konum
 Phaselis Genel Fotoğraflar
 





















 


Bumerang - Yazarkafe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder